Okul öncesi dönemde çocukların dramayla ilk olan tanışıklığı taklit etme ile başlamaktadır. Çocuklar, gerçek veya gerçek dışı yaşantılar ile davranışları ile arasında fiziksel ve bilişsel bağlantılar kurabildikçe, taklit kabiliyetleri gelişmekte ve bu durum oyuna dönüşmektedir.
Oyun, çocuk eğitiminde yadsınamaz bir öneme sahiptir. Yetişkinlerin bazı varsayımları üzerine boş zamanı değerlendirme değil, çocuklar için en doğal öğrenme alanıdır. Çocukların Okul öncesi dönemde edindikleri kazanımlar yıllar boyunca bedensel, psikomotor, sosyal-duygusal, zihinsel ve dil gelişimleri büyük ölçüde tamamlanmaktadır. Günümüzde önemi giderek artan okul öncesi eğitimde drama eğitimine yer verilmekte ya da drama bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
Okul öncesi dönemde çocuğun dikkatinin kısa süreli olması, hareketli olması gibi etkenlerden dolayı Drama etkinliği kullanabilecek yararlı yöntemlerden birisidir. Çocuğun birçok gelişimini desteklemekle birlikte reddedilme korkusu olmadan kendilerini en iyi şekilde ifade edebilmelerini sağlar.
Dramanın zihinsel gelişime etkisi
Drama etkinlikleri, çocuğun bilişsel becerilerinin gelişimini doğrudan desteklemektedir. Drama etkinliklerini uygularken çocuklar düşünme becerilerini yaşantıya dönüştürmektedir. Farklı yaşantıları drama sayesinde deneyimlerken değişik çözüm bulma becerisini de kazanmış olurlar. Drama, çocuğa kendi hareketleri yoluyla zengin yaşantılar sunduğu ve yaratıcı düşünmeyi de beslediği için zihinsel gelişime katkı sağladığı düşünülmektedir.
Dramanın dil gelişimine etkisi
Drama etkinlikleri sırasında çocuk, sözel iletişimi başlatarak, çeşitli durumlarda hayali karakterler eşliğinde karşılıklı diyalog kurar, doğal etkinliklerin sayesinde çocuk sesinin ton ve desibelini yüksekliğini, alçaklığını ve hızını da ayarlayabilmektedir. Drama, çocuk dünyasında oyuna benzeyen, gerçeğe yakın ortamda uygulanan çocuk, belirli bir rolü oynarken, role ilişkin, sözlü ve sözsüz olarak gösterdiği davranışlar, onun iletişim ve dil davranış repertuarını zenginleştirmektedir.
Dramanın sosyal gelişime etkisi
Drama, bir grup çalışması olarak düşünüldüğünde çocuk mevcut olan duruma ve ortama duyarlı olmayı, birbirlerini kabuI etmeyi, onaylamayı ve paylaşmayı öğrenir. BöyIece çocuğun hem kendine hem de başkaIarına güven duygusu gelişmektedir. Çocuklar, drama sayesinde çeşitli kişik , duygu farklılıklarına rağmen birlikte oynama ve başarmanın hazzını tadar böylece grupla işbirliği yapma becerisi de gelişmiş olur.
Dramanın duygusal gelişime etkisi
Drama yapan çocuklar zihinsel olarak taklit etme davranışını büyük ölçüde uygulamaktadır. Bu davranışla beraber duygularını da geniş ölçüde ifade etme yetenekleri artmış olacaktır. Drama etkinlikleri sırasında katılımcılar, başkatılımcı ve diğer karakterlerin karşılaştıkları bir durum tasarlayabilirler ve onların nasıl hissettiklerini hayal edebilirler. Çocukta empati duygusunun gelişmesinin en rahat ve uygun ortamı, drama çalışmalarıdır.
Dramanın psikomotor gelişime etkisi
Drama saatinin uygulandığı sırada öğrenci gözlediği ve yaşadığı olayları değişik rollerle canlandırırken, tedirginliklerini, endişelerini, korkularını, sevinç ve özlemlerini çeşitli vücut hareketleri ile empatik olarak anlatmaya çalışır. Bu öğrenciye veya bireye vücudunu koordineli bir şekilde istediği amaca uygun olarak kullanma imkanı verir. Böylece çocuğun fiziksel ve motor becerilerinin gelişiminde ve kendi vücut özelliklerini tanıyıp kullanmasına da katkısı büyüktür.