erken-çocukluk-döneminde-anksiyete-4

Erken Çocukluk Döneminde Anksiyete

Anksiyete Nedir?
Anksiyete, bireylerin tehdit olarak algıladıkları durumlar karşısında hissettikleri kaygı duygusudur. Bireylerin savunma mekanizması olarak da kabul edilen anksiyete, günlük yaşamı olumsuz etkilemeye başladığında çözülmesi gereken bir durum olarak nitelendirilebilir. Erken çocukluk döneminde de anksiyete ile sık karşılaşılabilmektedir.

erken-çocukluk-döneminde-anksiyete-1

Erken Çocukluk Döneminde Anksiyetenin Nedenleri Nelerdir?

  Genetik yatkınlık, ebeveyn tutumları ve çevresel faktörler erken çocukluk döneminde anksiyetenin ortaya çıkmasına neden olabilir. Okul öncesi dönemde çocuklar, çeşitli deneyimlerle karşılaştıklarında ya da alışık olmadıkları olay ve durumlara maruz kaldıklarında anksiyete belirtileri gösterebilirler. 3 yaşından itibaren karanlık, hayali kahraman ve yaratıklar; 6 yaşından itibaren yabancı kişiler, gürültü, okula başlama/okul değişikliği, olumsuz akran ilişkileri anksiyeteye sebep olabilmektedir.

erken-çocukluk-döneminde-anksiyete

Erken Çocukluk Döneminde Anksiyetenin Belirtileri Nelerdir?

  Anksiyete; fiziksel, duygusal ve davranışsal belirtiler ile kendini gösterebilir. Fiziksel belirtiler;  mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı ve uyku problemleridir. Duygusal ve davranışsal belirtiler; korku ve endişe hali, öfke ve ağlama davranışlarıdır. İletişim kurmaktan kaçınma, okula gitmek istememe gibi davranışlar da anksiyetenin belirtilerindendir.

  Erken çocukluk döneminde en sık karşılaşılan anksiyete türleri ayrılma anksiyetesi ve sosyal anksiyetedir. Sosyal anksiyete, çocukların sosyal ortama girdiklerinde yaşadıkları yoğun kaygı durumudur. Ayrılma anksiyetesi ise çocukların ebeveynlerinden ayrıldıklarında yaşadıkları yoğun kaygı ve korku durumudur.

  Anksiyete, çocukların akademik performansını etkileyebilmektedir. Yoğun kaygı durumu çocukların dikkatini azaltarak, odaklanma becerilerini ve öğrenme süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Sürekli olarak hissedilen endişe hali çocuklarda olumsuz benlik algısının oluşmasına ve çocukların özgüvenlerinin azalmasına sebep olabilmektedir.

Psikolojik Olarak Dayanıklı ve Özerk Çocuklar Yetiştirmek (6)

Ebeveynlere Öneriler

  • Ebeveynler güvenli bir ortam sağlayarak çocuklarının duygusal gelişimlerini desteklemelidir.
  • Ebeveynler çocuklarının kaygılarını anlayabilmek için anlayışlı bir tutum sergilemelidir.
  • Ebeveynler kendi duygu ve düşüncelerini çocuklarına aktarabilir ve yaşadıkları kaygı durumlarından bahsedebilir. Bu durum çocukların kendilerini yalnız hissetmemeleri için önemlidir.
  • Ebeveynler çocuklarını dinlerken eleştirel bir tutum sergilemek yerine empatik bir tutum içerisinde olmalıdır.
  • Büyük tepkiler vermekten kaçınılmalıdır. Aksi taktirde kaygı pekişebilir.

Çocukların yaşadıkları kaygı durumu günlük yaşamlarını olumsuz etkilemeye başladığında bir uzmandan destek almak faydalı olacaktır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir