Kardeş kıskançlığı nedir? Kıskançlık, tıpkı korkmak, sevinmek, üzülmek gibi yaşadığımız doğal duygulardan biridir. Her insan, hayatının belirli zamanlarında kıskançlık duygusunu deneyimlemektedir. Kıskançlık oldukça doğal olmasına rağmen aşırı dozda yaşanması hayatın işleyişini ve kalitesini olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Kardeş kıskançlığı da hem çocuklar hem de aileler için yönetilmesi zor bir süreç haline gelebilmektedir.
Kardeş Kıskançlığı Nedir Nasıl Gelişir?
Çocuklar, yaklaşık olarak iki yaş döneminde kıskançlık ile tanışmaktadırlar. Çocuklar, bu dönemde ebeveynlerinin kendilerine karşı gösterdiği sevgiyi ve ilgili kimseyle paylaşmak istememektedirler. Çocuklar için en değerli varlıkları olan anne veya babanın bir başkası ile paylaşılma ihtimali, çocuklar için zor bir durumdur. Çocuklar, sadece kendisine ait olduğunu düşündüğü ebeveynlerini kardeşiyle paylaşacağını anladığında kendi iç dünyasında anlam veremediği bir çatışma yaşamaktadır. Aileye dahil olacak yeni bir kardeş haberi, çocuk için ebeveynlerinin sevgisini kaybetmek anlamına gelebilmektedir. Bundan kaynaklı olarak ebeveynlerin ilgisi ve sevgisi kardeşler arasında bir rekabet malzemesi haline gelebilmektedir. Yani kardeş kıskançlığı, eve/aileye yeni gelen çocuğa verilen sevgi ve ayrılan zamanın artması sonucunda gelişebilmektedir.
Kardeşler arasında yaş farkının azalması kıskançlığın oranını arttırabilmektedir. Kıskançlık her çocukta görülebilmektedir. Büyük çocuklar kardeşlerini kıskanabildiği gibi, küçük çocuk da ablasını veya ağabeyini kıskanabilmektedir. Ancak ebeveynlerin küçük çocuğa ayırdığı zaman ve gösterdiği yaşamın ilk yıllarında daha fazla olmaktadır. Bebeğin öz-bakım ve beslenme gibi temel ihtiyaçları ebeveynler tarafından karşılanmakta, bu durum ise evdeki diğer çocukta görülmeme ve sevilmeme gibi duyguların yaşanmasına sebep olabilmektedir. Dolayısıyla evde iki veya daha fazla çocuk varsa ailenin daha fazla ilgilendiği çocuğa kıskançlık duyulabilmektedir. Bu duygunun temeli kardeşe karşı değil ebeveynlere yöneliktir.
Kardeş kıskançlığı sadece kardeşler arasında değil çocuğun yakın ilişki içerisinde olduğu kuzenleri arasında da yaşanabilmektedir. Çocuklar bazı durumlarda anne babası kadar büyükanne/ büyükbaba, teyze veya amcayı paylaşmakta da zorlanmaktadırlar.
Erken dönemlerde başlayan kardeş kıskançlığı, bazı dönemlerde dalgalanmalar gösterebilmektedir. Bu durum ebeveynler tarafından sağlıklı bir şekilde yönetilemediğinde yerini çatışmalara bırakabilmektedir.
Kardeş Kıskançlığı İle İlgili Ebeveynler Neler Yapabilir?
- Öncelikle çocuğun doğumdan önce ailesi tarafından bu duruma hazırlanmalıdır. Ebeveynler çocuğa bir kardeşinin olacağını ve evde beraber yaşayacaklarını anlatmalıdır.
- Ev ortamında bazı değişikliklerin olabileceği, eve daha fazla misafirin gelebileceği, anne veya babanın yorgun olabileceği çocuğa açıklanmalıdır.
- Bebeğin beslenme, öz-bakım gibi temel ihtiyaçlarının kendi başına karşılayamayacağı için ebeveynlerinin desteğine ihtiyaç duyacağı, dolayısıyla kardeşle daha fazla zaman geçirmek zorunda kalınacağı ancak bu durumun zaman geçtikçe geçeceği çocuğa anlatılmalıdır.
- Çocuğa kardeşi ile ilgili sorumluluklar verilmelidir. Bebek ile ilgili bazı işleri kontrollü bir şekilde çocuğa yaptırılmalıdır. Bu durum çocuğun kardeşini daha çabuk kabullenmesini, onu koruma ve sahiplenme duygularının gelişmesini sağlayacaktır.
- Çocuk ile kaliteli zaman geçirmek oldukça önemlidir. Ebeveynler, her çocuğa ayrı ayrı zaman ayırarak bireysel etkinlikler yapmalıdır. Böylece her çocuk önemsendiğini ve ailesinin sevgisinde hiçbir değişiklik olmadığını görecektir.
- Çocuğa ayrılan özel zamanın yanında, tüm aile üyelerinin birlikte olduğu ortak zamanlar geçirmek de oldukça kıymetlidir.
- Her çocuğun tüm yönleriyle kendilerine özgü bireyler oldukları unutulmamalıdır.